6 Ekim 2018 Cumartesi

dünya'ya.








Sevgili Dünya,


Ben sana alışamadım.
Yalanım yok, alışamadım işte.
Güneşim yerinde her şey de yolunda ama 
Bu sefer de
Bu uçurumdan atlarsam, bu yol çıkmaz sokaksa
Bilirsin işte...
Ya her şey tepe taklak olursa korkusu yiyor bitiriyor beynimi.
Bu fikir beni yorgun düşürüyor.

Hayır ne düşmekten ne de o sokağı tersten ve yeni baştan yürümekten korkuyorum.
Ben yalnızca tüm bunlar bittiğinde içimdeki gölgenin
"Ben biliyordum ve sen haksızdın kirpi." demesinden korkuyorum Dünya.

Her şey var; mutlu olmam için her şey var.
Ama mutsuzken olan tek bir anın içinde yitmek'i yitirdim. 
Bulamıyorum.
Arayıp tarayıp bulduğum o tarif için malzemeler var, mutfak var; ben de mutfaktayım ama bir türlü yapamıyorum o tarifi sanki...
Ben bunun böyle bir şey olmadığını;
Senin de hayatın da olduğunca gelişigüzel olduğunu ne zaman kabulleneceğim?
Söyle bana ne zaman?
Telaşlı, tuhaf ve gerginim. 
Alışkın değilim, alışkın değilim.

Hayat,
Ben mutsuzken daha mı "normal"di?
Ya da sen,
Daha mı güzel dönüyordun sanki?
Ya da ben bağımlısı mıydım hüzünlerinin?

Dünya, 
üzüm bağlarının ve sonsuz akşam üstlerinin dünyası...
Yalvarırım 
Yalvarırım sana.
Öğret bana bir bir.
Sevgiden kaçılmaz, güzellikten kaçılmaz,
Güzel bir akşam üstünü paylaşmaktan;
günü birlikte batırmaktan kaçılmaz...
Yaşamak gelişigüzeldir, 
Başa -ara sıra da olsa- güzel şeyler de gelir.
Ve korku ruhu kemirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

iki kabus.

bir. elli yaşındayım. otuzlarımın başında, sırf  yalnız kalmamak için makul bulduğum bir adamla evlenmişim. adam kel ve göbekli ama benim se...