1 Mart 2019 Cuma

barış bıçakçı'ya.



canım,

beni bilirsin. 
sevdiğim her şeye mektup yazabilirim.
çünkü bence mektup yazmak sevdiğim bir şeyi parmağımla gösterip "bunu seviyorum işte, bakın bakın görüyor musunuz?" demenin hoş bir yoludur.
beni bilirsin.
sevince içimde tutamaz, söyler; sevdiklerime "canım" diye seslenirim.
onlar beni tanımasalar hatta yüzlerini saklayan yazarlar olsalar dahi...

yeter benden konuştuğumuz.
çünkü bu mektup sana.
aslında tam olarak sana da değil belki; beni iyi eden yanlarına.
bu mektup konuşma yaşına gelen eşyalara.
(şair burada bir selamı hak etmiyor mu?)

bundan bilmem kaç yıl öncesinin bir yaz günüydü hatırlar mısın?
ankara'daydım.
ankara'yı sevmeye dair bir sancı vardı içimde; ta o zamandan geçmeyeceği belli olan...
ve sanırım bunda ankara'nın suçu yoktu; sevmekten vazgeçen bendim. 
onu köşeye sıkıştırıp bir çizgi ile ayıran bendim.
sonra bir gün yazdığın bir şey ile karşılaştım. 
adının ne önemi var?
adımızın ne önemi var?
ben, o gün beni tamir edişinin hayretindeyim hala.

bana bir şey oldu canım.
baharın gelişiyle canı yanan ender ben oldum sanki.
canım oktay rıfat okumak, radyoları aramak, peynirin üstüne reçel sürüp yemek istedi.
ben aniden iyi biri oldum.

ve şimdi ikimizi bu koca dünya'dan yalıtmak istiyorum.
çünkü bence tıpkı çok kişilik bir masada birbirine bakan iki kişiye olduğu gibi birbirine mektup yazan iki insan da kendilerini tüm dünyadan yalıtır. 

bize de olan bu.

ne diyordum?
kötüceydim.
yaşamak beni korkutuyor bu aralar.
kendi dehlizimi bulmaya çalışıyorum ve ararken sanki kabuk değiştirir gibi yakıyorum kendi canımı.
ki anlatılmıştır bu.
yaşamaktan yalnızca ihtiyarlar korkar.
belki de artık yaşlandım.
kitapların altını çizer oluşum bile bunu işaret etmiyor mu?
melisa çayım nerede benim?

evet, tüm korkumla üşür ve yatağımda ağlarken senin yeni çığlığını duydum. 
geliyormuşsun yine.
geliyorsun. 
ve hiç şüphem yok biliyor musun iyi olacağımdan?
inan tek bir şüphem yok.
bu yıl bahar bizi saçlarımızdan ısıtmaya başlayarak gelecek.

iki kabus.

bir. elli yaşındayım. otuzlarımın başında, sırf  yalnız kalmamak için makul bulduğum bir adamla evlenmişim. adam kel ve göbekli ama benim se...