27 Haziran 2021 Pazar

kalbime döneceğim ama hangi yolla?

 


bilmiyorum. sisifos da bilmiyor. ben ve o, o çok ünlü dağın tepesine oturmuş bir şeylerden yakınıp bir şeyler içiyoruz.

çok bir fark yok aslında eski halimizden daha önce de o taşı iterken bir şeylerden yakınıyorduk. bizim gibiler biraz böyledir; var oluşumuzun yanında kocaman bir homurtu balonu belirir. sadece bunu biliriz çünkü; çabalarımızın boşa gideceğini biliriz bir de. ne yaparsak yapalım patinaj çekeceğimizi, o sudan kulaç atarak kurtulamayacağımızı; vereceğimizin en büyük çırpınışın, emeğin bile karşılığının bize sadece boğulmadan çırpınmaya devam edebilmek olarak döneceğini biliriz. 

bize hep eksiden sıfıra yaklaşıyor olmanın da pozitif bir değişim olduğundan bahsederler. biz, başkalarına artı sonsuz mucizeler sunulduğunu bilip susarız. biz her şeyi ama her şeyi bilip susarız. homurdanmaya devam ederiz demek daha doğru belki de. ama bizi duymazsınız merak etmeyin. bizi kimse duymaz.

bizi kimse duymaz ama herkes bize akıl verir. ne yapmamız gerektiğini söylerler durmadan, duraklamadan ve susmadan. bizi o fanustan çıkarmak, başımızı o suyun içinden çekivermek asla gelmez akıllarına. sadece konuşurlar biz de onları dinler, dinlerken susar, yalnız kalınca da homurdanırız debelenmeye devam ederken. evet, aynen böyle olur.


seni seven çok az insandan biri yok olur mesela. toprağın altına gider, sana türkü söylemez olur. elinde çektiğin videoları ve anılarınız dışında hiçbir şey kalmaz. sen bir daha nasıl greyfurt yiyeceğini düşünürsün millet sana akıllar verir, şu filmi izle der, şu meditasyonu yap der; sen tüm greyfurtları bıçaklamak o filmin amına koymak istersin. ama dediğim gibi kafanı fanusa sokup homurdanmak dışında bir şansın yoktur.

dedem artık yok, dedem gitti, dedem göçtü. ne kadar çok tekrar edersem o kadar çabuk kabullenirim sanıyordum. ama öyle olmuyormuş. kabullenemiyorum güzel dedem, çiçek dedem; kabullenmiyorum. sensiz bir dünya istemiyorum. ama onlar beni almakta ısrarcı. beni o korkunç kalabalıkta ezmekte ısrarcı. 

ne yapacağım? ne yapacağım? 

kalbime nasıl döneceğim bilmiyorum, belki sen yardımcı olurdun burada olsan ama yoksun işte. kalbime dönmek istiyor muyum onu bile bilmiyorum.


keşke senin yanına gelebilecek cesaretim olsaydı. en azından bir şeyleri başarmış olurdum diye düşünüyorum. en azından o taşı bir yerlere taşımış olurdum. en azından kafamı az da olsa o fanustan çıkarmış olurdum.


iki kabus.

bir. elli yaşındayım. otuzlarımın başında, sırf  yalnız kalmamak için makul bulduğum bir adamla evlenmişim. adam kel ve göbekli ama benim se...