6 Mayıs 2020 Çarşamba

kavanozların dibine dair bir liste.






İşte bana hayatın bir şölen olduğunu hatırlatan şeylerin bir listesi:

*Barış Bıçakçı'nın Sinek Isırıklarının Müellifi romanı.

*Before üçlemesi. "Gerçek" aşkın dümdüz akıp giden bir nehir değil de o nehirde boğulmamaya çalışmak olduğunu anlamak. Benden başka birilerinin de zaman mevhumuna bu kadar takıntılı oluşu.

*Hikmet'in Bilge'ye mektubu.

*Niğde Gazozu.

*Cortazar'ın Seksek'i. Hayatta oyun oynamaya halen değer veren birilerinin olduğunu bilmek.

*Aziz Paul Yolu. O yolda yürüyebilme ihtimalimiz. Güneş'ten yanan tenlerimiz ve Hür İnsan şiiri.

*Sait Faik'in öyküleri. Bir "Hişt, hişt" sesi yoksa ne fena..

*Arkadaşlar. Başka cümle etmeye gerek var mı? Onlar seçtiğimiz ailelerimiz değiller midir?

*Konsere gitmek; kalabağın büyüyerek tek bir insan olması. Yusuf bey, belki de konserden çıkmış insan diye bir tanımımız vardır.

*Okuduğumuz romanların kahramanlarına özenip listeler yapabilmek. Sahi, hala umut var mı bizden?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

iki kabus.

bir. elli yaşındayım. otuzlarımın başında, sırf  yalnız kalmamak için makul bulduğum bir adamla evlenmişim. adam kel ve göbekli ama benim se...